ALO 170’e Ne Sorulur? Bir Telefonun Hikayesi
Bir Gecede Yalnız Kalmak
Kayseri’de geceyi anlatmak çok zor. Akşam saatlerinde şehrin sokakları, bazen yalnızlıkla dolup taşar. Işıkları daha parlak, yollar daha ıssız gibi görünür. O gece, aynen öyleydi. Evde yalnızdım, sadece ışıklar yanıyordu. Bir yanda kaybolmuş hayallerim, diğer yanda kaybettiğim bir fırsatın burukluğu vardı. Zihnimdeki karmaşa, evin sessizliğini bozan tek şeydi.
O akşam, başka bir şehirdeki eski bir dostumla konuşmak istemiştim ama konuşamadık. Konuşabileceğim kimse yoktu, ya da belki de kimseye söylemeye cesaret edemedim. İçimde, bir şeylerin ters gittiğini anlatan bir his vardı. Çıkmaz bir sokağa girmiş gibiydim. Tüm dünyam küçülmüş, Kayseri’nin gri havası içine sığacak kadar daralmıştı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Bir an, daha önce hiç düşünmediğim bir şeyi fark ettim: ALO 170. Evet, bu numara… Devletin destek hattıydı, belki bana bir yol gösterirdi. ALO 170’e ne sorulur?
Hayal Kırıklığı ve Umut Arayışı
İçimden bir ses, “Belki de çağırman gereken bir yardım vardır” dedi. Şu an bir yolculuktaydım, ama yolun nereye gideceğinden en ufak bir fikrim yoktu. Kafamda tek bir soru dönüp duruyordu: “ALO 170’e ne sorulur?” Düşündüm, belki işimi kaybetmekten endişeleniyordum. Ya da belki bir sosyal yardıma ihtiyacım vardı, bu kadar yalnız ve kaybolmuş hissediyordum. O gece, gerçekten ihtiyaç duyduğum şeyin sadece bir cevap olduğunu fark ettim. Bir cevap, bir yol haritası… Belki de ALO 170 bana sadece bürokratik bir yanıt verirdi, ama yine de ona güvenerek bir şeyler aramaya başladım.
Başlamak kolay değildi. Telefonu alıp numarayı tuşlamak, içimdeki o soğuk kaygıyı daha da büyütüyordu. “Ya soruma uygun bir yanıt alamazsam?” diye düşünüyordum. Ama bu duyguları bir kenara bırakıp sonrasında telefonu çaldırdım. Bunu yapmamın, bana bir şekilde cesaret vereceğini düşündüm. Neredeyse her gün yüzlerce telefon alıyordur, diye düşündüm. Ama belki de benim telefonum bu gece bir fark yaratırdı.
Bir Telefon Konuşması ve İçsel Değişim
Telefonun ucundaki ses, beni yavaşça karşıladı. “ALO 170, nasıl yardımcı olabilirim?” dedi. O anda içimde biraz daha rahatladım. O kadar basit bir ses, ama birden içimdeki belirsizliği bir nebze de olsa dağıttı. Hızlıca konuştum, sorularım vardı, ama bir türlü doğru cümleleri kuramadım. Sadece şunları söyledim: “Bilmiyorum, ne yapmam gerektiğini… Bir şeylere ihtiyacım var, ama nasıl başlasam bilmiyorum.” Konuştukça, kendimi boş bir sayfa gibi hissettim.
Beklediğim cevapları aldım. Bazı şeylerin yoluna gireceğini, sadece biraz zaman geçmesi gerektiğini söylediler. Sosyal yardımla ilgili bilgileri verdiler. Birkaç belgeyi toplamam gerektiğinden bahsettiler. Şu an belki de hayatımda hiç olmadığı kadar küçük bir umut doğmuştu. ALO 170, bir destek hattıydı, ama o gece bana sadece bir telefon değil, içimde kaybolan bir ışık olmuştu. Sanki bana, “Sana yol gösterecek bir şeyler var, yeter ki adım at” diyordu.
Bir Başka Gecenin Farkındalığı
Bir süre sonra telefonu kapattım ve yalnız kaldım, ama artık yalnız hissetmiyordum. Kayseri’nin soğuk sokaklarında bir yolculuğa çıkmak gibiydi. Her şeyin kötü gittiğini düşündüğümde, bir telefon kadar basit bir şeyin beni rahatlatabileceğini o kadar da bilemezdim. ALO 170, aslında sadece devletin sunduğu bir hat değil, bana ulaşabilecek bir şeylerin varlığını hatırlatan bir ışık gibi olmuştu. Yalnız hissettiğimizde, bazen gerçekten ihtiyacımız olan şey, sadece bir yön gösterecek bir ses… Bir yön, bir umut.
O geceden sonra, hayatımda birçok şey değişmedi. Ama bir şey değişmişti: Belirsizliğe karşı duyduğum kaygı azalmıştı. ALO 170’e ne sorulur? Belki de bu sorunun cevabı basitti: Sorularını açıkça sor, çünkü cevaplar her zaman bir yerde seni bekliyor olabilir. Yalnızlık bazen karanlık bir oda gibi gelir, ama o oda, sonunda bir ışıkla dolabilir. Ve belki de en beklenmedik anlarda, o ışık bir telefon kadar yakındır.
Sonunda, o gece sadece bir telefonla değişen hislerimle yatarken, Kayseri’nin sokakları bana her zamankinden daha yakın, daha sıcak geliyordu.